DÜŞÜNCELERİ YÖNETME SANATI
Her birimiz kendimize hayatımızın çeşitli alanlarına dair hedefler koyuyor ve bazı düşler kuruyoruz. Hatta çoğu zaman gelecekte bir gün gerçekleşmesini umduğumuz hedef ve düşlerimiz için uğraş verirken, ne yazık ki bu günü elden kaçırıveriyoruz. Zaman zaman başarısız olmaktan, bazı alanlarda kabul görememekten, günün birinde düşlerimize ulaşamamaktan korkuyor ve bunun sonucu olarak bir şekilde kendimizden uzaklaşıyoruz. Düşünceleri yönetme sanatını doğru bir şekilde uygulayamadığımızdan, içimizde karmakarışık hale gelen bir düşünce ve düş yığınıyla birlikte ne yapacağımızı bilemiyoruz ve onu bir türlü çözemiyoruz. Peki gerçek bir çözüme ulaşabilmek için ne yapmamız gerekir? Gerçekten mutlu olmak, yeterince başarı elde etmek, kurulan tüm düşlere ulaşmak: Tüm bunları kim istemez ki? Bunları elde etmeye başlamanın ilk adımı olan düşünceleri yönetme sanatı bize bu konuda nasıl yardım edebilir?
Düşünceleri Yöneterek Nasıl Mutlu ve Başarılı Oluruz?
Neden insanın her düşüncesi, sonunda mutsuzluğun ve başarısızlığın beklediğine inanıldığından ve her zaman olumsuz duygulara bağlandığından gerçek bir korkuya dönüşür? Halbuki yaşamak için düşlere ve düşüncelere ihtiyacımız yok mudur? Kendimizi düşüncelerimizden ve dolayısı ile kendimizden uzaklaştırdığımızı neden fark edemiyoruz ya da bunu çok geç fark ediyoruz? Neden hayatımızda güzel olan ya da olabilecek her oluşu kaygı ve korkuya dönüştürerek kendi yolumuza setler koyarak o yolu zorlaştırıyoruz? Neden birikmiş olan tüm ağırlıklardan, korku ve kaygılardan kurtulmak için anlamaya ve anlamlandırmaya önce kendimizden yola çıkarak bir türlü başlayamıyoruz? Düşünceleri yönetme sanatı gibi, kendini keşfetme yolculuğunda o yola ışık tutabilecek yardımcılardan yardım almayı neden hiç denemiyoruz? Neden her zaman mutsuzluk ve başarısızlığa yol açan sebepleri tam da dışarda, dışımızda arıyoruz? Düşünün ki bir çocuk takılıp düştüğünde bile ağlamaması için ona yere kızmayı öğretiriz; peki neden suçlu hep başkalarıdır? Kendi hayatlarımızda hata yapmaya lüksümüz yok mudur ya da suçlu tam da kendimize engeller koyan biz olamaz mıyız? İçimizi gerçekten görmeye ne zaman, nasıl ve nereden başlayabiliriz? Mutlu ve başarılı olmaktan korktuğumuz için mi kendimize hep ileriye dair hedefler koyarız ve bu yüzden sadece düşlerle yetinmeye çalışırız? Başarmaktan, mutlu olmaktan korkan bir insan nasıl özgür olabilir ki?
Düşünceleri Yönetme Sanatı Bize Nasıl Yardım Edebilir?
İnsanı insan yapan düşünceler, düşünceleri yönetme sanatı yardımıyla bastırılmaktan sıyrılır ve gerçeğe dönüşmeye bir adım daha yaklaşır hale gelir. Bastırılan her duygu, ileriye ötelenen her düş, çözülemeyen her düşünce insanın içinde birikmeye devam eder. İnsan biriktikçe hayatı ağırlaşır; böylece kişi olduğu yerden daha ileri gitmekte zorlanır ve git gide daha fazla birikmeye başlar. Şimdi- şu anda düşünceleri doğru yönetmek ve yönlendirmek, şimdi- şu anda mutluluğa ve başarıya ulaşmada insana en büyük yardımcı olur. Düşünceler ve oluşturduğumuz dünyamız arasındaki mesafe açıldıkça, kişi ile düşünceleri arasındaki mesafe de açılır. Sonrası büyük bir boşluk olacaktır. Sonra, insan başlı başına bir boşluk olacaktır… Kendini düşüne ve amacına konsantre etmek, kendinden başlayarak tüm insanları düşüncelerine ikna edebilmeyi başarmak, negatif her histen sıyrılıp kurtulmak, düşüncelerini pozitif ve yararlı olan hislere doğru bir şekilde yönlendirebilmek… İşte, hayatta, aşkta: Yani hayatın her bir köşesinde tüm korkulardan arınarak tamamı ile kendin olabilmek… Bunlar her insanın hayalidir. Bunu hayal olmaktan öteye taşıyabilmek için Düşünceleri Yönetme Sanatı‘nda hep birlikte, bir ve bütün olarak tüm bu sorulara cevap arayacağız.
